2007 yılı başından itibaren kaldırılan Vergi İadesi yerine, 2008 yılı başından itibaren Asgari geçim indirimi diye yeni bir uygulama getiriliyor. Bu konu basında fazlasıyla yer aldı. Ancak hala birçok işveren ve meslektaşım başına neler geleceğinden habersiz.
Vergi iadesinin kaldırılmasından dolayı nihai tüketicilerin belge alma isteklerinin azalacağı, kayıt dışı ekonominin körükleneceği, harcama ve gelir üzerinden alınan vergi gelirlerinde azalma olacağı, anayasaya aykırı ve adaletsiz bir sistem olduğu, nüfus planlamasına ters bir uygulama olduğu, düşüncelerinin tamamına katılıyorum.
Ancak, bir de bu Asgari Geçim İndiriminin uygulanabilirliği ve ne gibi ek külfetler getireceğe konusuna dikkat çekmek istiyorum. Öncelikle yeni uygulamayı hatırlatayım;
Asgari Geçim İndirimi ne getiriyor:
Her çalışan için Asgari ücretin %50 sinin %15 i kadar tutar ücret bordrolarında vergi dışı bırakılacak. Bu işçi evli ve eşi çalışmıyor ise %50 ye +%10, çocukları var ise ilk 2 çocuk için ayrı ayrı +%7,5, 2 çocuktan fazlası için ise her çocuk için %5 ilave etmek gerekecek. Evli eşi çalışmayan ve bakmakla yükümlü olduğu 4 çocuğu olan asgari ücretli bir işçi için bu oran %85 olacak. Gelir Vergisi matrahı da brüt ücretin %85 i olduğu için bu işçiden hiç gelir vergisi kesintisi yapılmayacak. Çocuk sayısının fazlalığından dolayı %85 in üzerinde bir oran çıkması halinde de fazla çıkan tutar iade edilmeyecek dolayısı ile ücret ne olursa olsun maksimum asgari ücretin %85 oranında bir tutarın %15 inden yararlanılmış olunacak.
Basit bir tablo ile daha net açıklayayım. Asgari ücretin brütünün yılbaşından itibaren aylık 630,00 YTL olduğunu varsayalım. İşçinin aile durumuna göre ücret bordrosundaki tutarlar;
|
Brüt Ücret |
SSK Prim(%14) |
İşsizlik Prim (%1) |
Asg Geç İnd |
Gelir Vergisi |
Damga Vergisi |
Kesinti Toplamı |
Net Ücret |
Bugünkü
Mevcut
Sistem |
630,00 |
88,20 |
6,30 |
0,00 |
80,33 |
3,78 |
178,61 |
451,39 |
2008'de
Bekar ise |
630,00 |
88,20 |
6,30 |
47,25 |
33,08 |
3,78 |
131,36 |
498,64 |
2008'de evli ve eşi çalışmıyor |
630,00 |
88,20 |
6,30 |
56,70 |
23,63 |
3,78 |
121,91 |
508,09 |
2008'de 2 çocuklu ve eşi çalışıyor |
630,00 |
88,20 |
6,30 |
61,43 |
18,90 |
3,78 |
117,18 |
512,82 |
2008'de 2 çocuklu ve eşi çalışmıyor |
630,00 |
88,20 |
6,30 |
70,88 |
9,45 |
3,78 |
107,73 |
522,27 |
2008'de 4 çocuklu ve eşi çalışmıyor |
630,00 |
88,20 |
6,30 |
80,33 |
0,00 |
3,78 |
98,28 |
531,72 |
İlk bakışta, ne güzel evli ve çok çocuklu ailelerden daha az vergi kesilecek dedirten bu sistem, birçok sıkıntıyı da beraberinde getiriyor.
Asgari Ücretin Neti Her İşçi İçin Farklı Olacak:
Artık herkes için asgari ücretin neti farklı olacak. İş hukukuna göre İşveren ve işçi akit yaparken brüt ücretten anlaşmak zorunda olmasına rağmen, çok büyük ölçekli işletmeler hariç, genellikle net ücrete anlaşma yapılıyor. Her türlü vergi ve ssk da işverenin maliyetleri içinde yer alıyor. Bunun böyle olmasının tabiî ki en önemli nedeni ücret bordrolarındaki kayıt dışılık.
Peki, durum böyle olunca bu işçinin netine yansıtılması gereken vergi avantajı ne olacak, net ücrete, kim için ne kadar ilave edilecek veya işçinin medeni durumu değiştiğinde, çocuğu olduğunda, işçinin ücretine nasıl yansıyacak. Bu soruların cevabını mevcut piyasa şartlarına göre vermek biraz zor.
Ama çözüm var; tüm işçilerle brüt ücret üzerinden anlaşılması, bordroların gerçek ücrete göre düzenlenmesi ve bordroda gözüken net ücretin işçiye ödenmesi halinde sorun kalmıyor. Tabii bunu ne kadar çözüm olarak kabul ederseniz.
İşveren İşçinin Ailesini Takip Etmek Zorunda Kalacak:
İşveren işçiden keseceği ve muhtasar beyanname ile vergi dairesine beyan edeceği tutardan bire bir sorumlu. Bu güne kadar bu rakamın hesaplanması oldukça basit iken, 2008 başından itibaren işveren işçinin medeni durumunu, evli ise eşinin çalışıp çalışmadığını, çocuğu olup olmadığını, çocuğunun yaşını, eğitim durumunu takip etmek zorunda. Nitekim çocuğu varsa çocuğu ile birlikte yaşayıp yaşamadığı, çocuğunun 18 yaşını aşıp aşmadığı, öğrenci ise 25 yaşını aşıp aşmadığı, evli ve eşi çalışıyor ise çocukların indiriminden eşinin yararlanıp yararlanmadığı takip edilecek. Vergi hesap edilirken de bütün bu kıstaslar göz önünde bulundurulacak ve daha da ağırı her ay bu kıstaslar bordro yapılırken tekrar tekrar gözden geçirilecek. İşveren bu takibi doğru yapamaz ise ağır vergi cezaları ödemek zorunda kalacak.
Bu işin birde 100, 150 ve hatta daha fazla işçi çalıştıran işyerlerine getireceği külfeti düşünün. Buna çözüm var mı? Tam bir çözüm olmasa da bir tavsiyem var. Uygulama başlangıç tarihinde bütün işçilerden bu bilgilerin bir taahhütname ile yazılı olarak alınması ve bu taahhütnamede işçinin, durumu değiştiği takdirde yeni durumunu işverene yazılı olarak bildireceğini, aksi takdirde işverenin ödeyeceği cezaları, kendisinin işverene ödeyeceğini taahhüt etmesi. Tabii işçi işten ayrıldıktan uzun bir süre sonra işverenin bu hususta cezaya maruz kalması halinde bu taahhütname ne kadar işe yarar tartışılır. Ama işçinin bu hususta dikkatli davranması ve yalan beyanda bulunmasını da büyük ölçüde engeller.
Gelir İdaresinin de işi zor:
Her şey bir tarafa, akla bir de şu soru geliyor, Gelir İdaresi bu işçilerden her ay kesilen gelir vergisinin doğru hesaplanıp hesaplanmadığını nasıl kontrol edecek. Veya incelemeye aldığı işletmede çalışan işçinin eşinin çalışıp çalışmadığını, çocuğunun okuyup okumadığını nasıl takip edecek. Kayıt dışı daha çok kontrol altına alınmaya çalışılırken, teftişlerin daha kolaylaştırılması sağlanmaya çalışılırken böyle bir kanun nasıl çıkar ve uygulamaya girer anlaşılır gibi değil.
Sonuç:
Neresinden bakarsak bakalım tutar bir tarafı olmayan bu yeni uygulamadan yılbaşından önce vazgeçilmesini temenni ediyorum. Israrla uygulanırsa da çok uzun ömürlü olmayacağını düşünüyorum. Aksi takdirde herkesin başı çok ağrıyacak.
SMMM Bülent FIÇICI
Kaynak:
—5615 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun.
—264 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu Genel Tebliği.