13-16 Kasım tarihleri arasında İstanbul dünya muhasebecilerine ev sahipliği yaptı. Muhasebe Olimpiyatları adı ile de anılan bu büyük organizasyon 4 yılda bir dünyanın başka bir ülkesinde yapılıyor. İlk defa Türkiye de yapılan ve büyük bir ihtimalle ikincisinin Türkiye de yapıldığını görmeye bizim ömrümüzün yetmeyeceği bu kongreyi kaçırmamak için oradaydık.
“Dünya Genelinde Büyüme ve İstikrarın Sağlanması İçin Muhasebe Mesleği” ana teması ile gerçekleştirilen kongrenin ana organizatörü Uluslar arası Muhasebeciler Federasyonu (IFAC), Türkiye deki organizatörleri ise Türmob ve Türkiye Muhasebe Uzmanları Derneği (TMUD) idi.
Dünyanın 112 ülkesinden 6.000 e yakın delegenin katılımıyla Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Merkezinde 4 gün boyunca 3 Ana oturum ve 7 ayrı salonda aynı anda yapılan paralel oturumlarla, 49 oturum gerçekleştirildi.
İşin güzel tarafı; dili farklı, dini farklı, ırkı farklı 6.000 insanın ortak noktası muhasebeydi. Globalleşen ve küçülen dünyada muhasebe mesleğinin geleceği, Uluslar arası muhasebe standartları, Geleceğin Finansal raporlama modelleri, Dünya ticaret örgütü uygulamaları, Avrupa’da vergilendirme, Bilgi yönetimi ve entelektüel sermaye, Geleceğin denetçisi-yeni yetkinlikler ve beceriler, Kurumsal yönetim ve Finansal piyasalar, İş hayatında profesyonel muhasebe mesleği ile katma değer yaratma ve sayamadığım birbirinden çok farklı konularda sunumlar yapılıp üzerinde tartışıldı. 4.günün sonunda insanların mutlu ayrılmaması için hiçbir sebep yoktu.
Toplam katılımcıların 3 de 2 si yabancıydı ve Türk katılımcılar içinde İstanbullu meslek mensupları sayıca en büyük katılımı gerçekleştirdi. 2. büyük katılım ise Bursa’dandı.
Her ne kadar 9 dilde simültane tercüme yapılsa da ortak dilin İngilizce olmasından dolayı kulaklık almayan bazı yabancı delegelerin, İngilizce bilmeyen bazı Türk oturum başkanlarının sunumlarında sıkıntı yaşamaları gözlerden kaçmadı.
İstanbul YMM odasından bir Yeminli Mali Müşavirin (adını zikretmeyeceğim) sunumunda ısrarla, dünyanın gelecekte yeminlilik sistemine dönmesi gerektiği ve döneceğini söylemesi de komik ama ülkemizin bu meslekte ne kadar geri olduğunun adeta bir göstergesiydi. Geri kalmamızın nedeni ise İstanbul SMMM odası başkanı Yahya Arıkan’ın sunumunda da anlattığı üzere meslek yasamızın henüz 16 yıllık bir geçmişi olması olarak görülüyor. İngiltere’de 1870 yılında, Amerika’da 1886 yılında, Yunanistan’da 1950 yılında ve en ilginç olanı Nijerya’da bile 1955 yılında meslek yasalarının çıktığını öğrenince ne kadar geç kalındığı daha iyi anlaşılıyor.
Açılış töreninden sonraki Anadolu Ateşinin gösterisi, hoş geldiniz kokteyli, Çırağan Sarayında yapılan gala yemeği ve kapanış töreni ise katılımcıların hafızalarında hoş birer anı olarak kaldı.
16.Dünya Muhasebe Kongresi 4 yıl önce Hong Kong da yapılmıştı. Bundan sonra 18.Kongre ise Malezya da yapılacak. Malezya her zaman kendi reklamını en iyi yapan ülkelerden biridir. Açtıkları stand da 2010 da kendi ülkelerinde yapılacak olan kongrenin reklamını yoğun bir şekilde yapıp herkesi davet etmeyi ihmal etmediler.
Siyasilerin kongreye en üst düzeyde katılmaları, yapılan ana oturumlarda Başbakan R.Tayyib Erdoğan’ın, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın, Devlet Bakanlarının ve diğerlerinin bulunmaları bu kongrenin ne kadar önemli olduğunu anlamak için yeterliydi. Ancak, bu kadar büyük bir organizasyonun sıradan bir magazin haber kadar basının ilgisini çekmemesi de bir o kadar üzücüydü.
SMMM Bülent FIÇICI
