Anasayfa          İletişim          Sitene Ekle         Arşiv                                                                                                                Açılış Sayfam Yap        Sık Kullanılanlara Ekle    
 
Gündem - ŞİRKET BİRLEŞMELERİNE AVANTAJLAR - MALİGÜNDEM
   
 ŞİRKET BİRLEŞMELERİNE AVANTAJLAR

ŞİRKET BİRLEŞMELERİNE AVANTAJLAR
 Yazı Boyutu

 Tarih : 4.07.2009 - 19:38:56


5904 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun 03.07.2009 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanmıştır. Bu 5904 sayılı kanunun 7.maddesi ile Şirket birleşmeleri ile ilgili olarak 5520 sayılı Kurumlar Vergisi...

 

             5904 sayılı “Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” 03.07.2009 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanmıştır. Bu 5904 sayılı kanunun 7.maddesi ile Şirket birleşmeleri ile ilgili olarak 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununa 31.12.2009 tarihine kadar geçerli olacak şekilde Geçici 5.-6. ve 7. maddeler eklenmiştir. Eklenen bu 3 geçici madde ile şirket birleşmelerine aşağıdaki avantajlar getirilmiştir.
Yasal Mevzuat:
          “GEÇİCİ MADDE 5 – (1) Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin bu madde kapsamında 31/12/2009 tarihine kadar yapılan birleşmelerinde;
          a) Birleşilen kurum tarafından münfesih kurumun birleşme tarihindeki sabit kıymetlerinin rayiç bedelle, diğer kıymetlerinin ise 213 sayılı Vergi Usul Kanununun değerleme hükümlerine göre değerlemek suretiyle bir bütün halinde devralınması ve bilançosuna kaydedilmesi,
          b) Birleşmeden doğan kazançların tamamının birleşme tarihi itibarıyla birleşilen şirketin sermayesine eklenmesi,
          c) Birleşilen kurumun, münfesih kurumun tahakkuk etmiş ve edecek vergi borçlarını ödeyeceğini ve diğer ödevlerini yerine getireceğini; münfesih kurumun, birleşmenin Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği tarihten itibaren otuz gün içinde birleşme nedeniyle vereceği kurumlar vergisi beyannamesine ekli bir taahhütnameyle taahhüt etmesi, 
          ç) Birleşme sonrasında üç yıl süreyle aylık ortalama bazda birleşilen kurum ile münfesih kurum tarafından, 1/4/2009 tarihinden önce verilen son aya ilişkin sigorta bildirgelerine göre istihdam edilenlerin toplamından az olmamak üzere aylık istihdam sağlanması,
          şartlarıyla birleşme işlemlerinden doğan kazançlar, kurumlar vergisinden müstesnadır.
          (2) Birleşme nedeniyle infisah eden kurumun, birleşme tarihinde sona eren hesap döneminde elde ettiği kazançları ile birleşilen kurumun birleşme işleminin gerçekleştiği hesap dönemi dahil olmak üzere, üç hesap döneminde elde ettiği kazançlara, onbirinci fıkraya göre belirlenen indirimli kurumlar vergisi uygulanır.
          (3) Bu maddenin uygulanmasında;
          a) Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletme (KOBİ): 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde kurulmuş olup 2008 yılının Aralık ayına ilişkin olarak verilen sigorta bildirgesine göre 10 ila 250 işçi çalıştıran ve 2008 hesap döneminin sonu itibarıyla yıllık net satışlar toplamı 25 milyon Türk Lirasını geçmeyen veya aktif toplamı 25 milyon Türk Lirasından az olan ticari işletmeleri,
          b) Birleşme: Tam mükellef iki veya daha fazla KOBİ’nin 18 inci madde uyarınca birleşerek yeni bir anonim şirket oluşturmalarını ya da tam mükellef bir veya birkaç KOBİ’nin tam mükellef olan ve anonim şirket statüsündeki diğer bir KOBİ’ye devrolunmasını,
          ifade eder.
          (4) Birleşilen kurumun; indirimli kurumlar vergisi uygulamasının sona erdiği yılı izleyen üçüncü yılın sonuna kadar, bu Kanunun 18 inci ve 19 uncu maddelerine göre birleşme, devir, bölünme ve hisse değişimi işlemlerine tabi tutulması (31/12/2009 tarihine kadar KOBİ’lerin kendi aralarında yapacakları hariç) ile tasfiye edilmesi veya sermaye azaltımında bulunması halinde, birleşmeden dolayı istisna edilen ya da indirimli oran uygulaması nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler, gecikme faizi ile birlikte birleşilen kurumdan tahsil edilir.
          (5) Bu madde uyarınca birleşen kurumların birleşme tarihi itibarıyla öz sermaye tutarını geçmeyen zararları, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen şartlarla kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilir.
          (6) Münfesih kurumdan devralınan amortismana tabi iktisadi kıymetler için, faydalı ömürleri dikkate alınarak münfesih kurumdaki kayıtlı değerleri üzerinden kalan süre için amortisman ayrılabilir.
          (7) Birleşilen kurum tarafından devralınan varlıkların, devir bedelinden düşük bir bedelle satılması durumunda oluşan zararlar, birleşilen kurumun kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılamaz.
          (8) Birleşme suretiyle devralınan taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının bu maddeye göre indirimli kurumlar vergisi uygulanan hesap dönemlerinde satışı halinde 5 inci maddenin birinci fıkrasının (e)  bendi hükmü uygulanmaz.
          (9) KOBİ tanımı kapsamına giren gelir vergisi mükellefleri, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 81 inci maddesinde aranan şartları (değerleme hükümleri hariç) sağlamaları kaydıyla, bu madde hükümlerinden yararlanır.
          (10) Bu maddeye göre yapılan birleşmeler, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu bakımından, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 81 inci maddesinde belirtilen işlemler ile bu Kanuna göre yapılan devir ve bölünme işlemleri gibi değerlendirilir.
          (11) Bakanlar Kurulu, bu maddeden yararlanan işletmeler için kurumlar vergisi oranını, % 75’e kadar indirimli uygulatmaya; Maliye Bakanlığı bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.
           GEÇİCİ MADDE 6 – (1) Kanunun 17 nci maddesinin dokuzuncu fıkrası hükümleri, bu geçici maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan her türlü vergi tarhiyatı ve kesilen cezalar hakkında uygulanmaz.
            GEÇİCİ MADDE 7 – (1) Kanunun geçici 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendindeki anonim şirket ifadeleri, 31/12/2009 tarihine kadar anılan madde kapsamında yapılan birleşmelerde sermaye şirketi olarak dikkate alınır.”
 
Konu ile ilgili Açıklamalar
I. KOBİ birleşmeleri
5904 sayılı “Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”un 7. maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 5. maddede, Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin (KOBİ) birleşmelerine ilişkin hükümlere yer verilmektedir. Bu düzenleme ile KOBİ’lerin mali yapılarını güçlendirmek, ölçek verimliliği sağlamak, rekabet ortamına uyum kapasitelerini güçlendirmek, istihdam düzeylerini artırmak ya da korumak gibi amaçlarla birleşmelerinin vergi yoluyla teşvik edilmesi amaçlanmaktadır.
Düzenleme kapsamında birleşme; tam mükellef iki veya daha fazla KOBİ’nin Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca birleşerek yeni bir anonim şirket oluşturmalarını ya da tam mükellef bir veya birkaç KOBİ’nin tam mükellef olan ve anonim şirket statüsündeki diğer bir KOBİ’ye devrolunmasını ifade etmektedir.
A. KOBİ tanımı
5904 Sayılı Kanunda, kapsama giren KOBİ’ler tanımlanmıştır. Buna göre, Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde kurulmuş olup;
- 2008 yılının Aralık ayına ilişkin olarak verilen sigorta bildirgesine göre 10 ila 250 işçi çalıştıran,
- 2008 hesap döneminin sonu itibarıyla yıllık net satışlar toplamı 25 milyon Türk Lirasını geçmeyen veya aktif toplamı 25 milyon Türk Lirasından az olan ticari işletmeler
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletme (KOBİ) kabul edilmektedir.
Yukarıda yer verilen tanımdan da anlaşılacağı üzere, 10 ila 250 işçi çalıştıran işletmelerin, net satış veya aktif toplamına ilişkin diğer şartlardan herhangi birini sağlaması durumunda, 5904 Sayılı Kanun kapsamında KOBİ olarak kabul edilebilmeleri için yeterli olmaktadır.
B. Düzenlemeden yararlanacak olan mükellefler
5904 Sayılı Kanun ile yapılan düzenleme her ne kadar Kurumlar Vergisi Kanunu’na geçici madde (geçici 5. madde) eklemek suretiyle gerçekleştirilmiş olsa da, KOBİ birleşmelerine ilişkin bu uygulama gelir vergisi mükelleflerini de kapsamaktadır. Buna göre KOBİ tanımı kapsamına giren gelir vergisi mükellefleri, Gelir Vergisi Kanununun 81. maddesinde aranan şartları (değerleme hükümleri hariç) sağlamaları kaydıyla, bu madde hükümlerinden yararlanabileceklerdir.
Gelir Vergisi Kanunu’nun “Vergilendirilmeyecek değer artış kazançları” başlıklı 81. maddesinde aşağıda yazılı hallerde değer artış kazancı hesaplanmayacağı ve vergilendirilmeyeceği hükmü yer almaktadır.
“1. Ferdi bir işletmenin sahibinin ölümü halinde, kanunî mirasçılar tarafından işletmenin faaliyetine devam olunması ve mirasçılar tarafından işletmeye dahil iktisadî kıymetlerin kayıtlı değerleriyle (bilanço esasına göre defter tutuluyorsa bilançonun aktif ve pasifiyle bütün halinde) aynen devir alınması.
2. Kazancı bilanço esasına göre tespit edilen ferdi bir işletmenin bilançosunun bir sermaye şirketine aktif ve pasifiyle bütün halinde devrolunması, devir alan şirketin bilançosuna aynen geçirilmesi ve devredilen ferdi işletmenin sahip veya sahiplerinin şirketten, devir bilançosuna göre hesaplanan öz sermayesi tutarında ortaklık payı alması (Bu ortaklık payını temsil eden hisse senetlerinin nama yazılı olması şarttır.).
3. Kollektif ve adi komandit şirketlerin bu maddenin (2) numaralı bendinde yazılı şartlar dahilinde nev’i değiştirerek sermaye şirketi haline dönüşmesi (Kollektif ve adi komandit şirketlerin şekil değiştirerek anonim şirket haline dönüşmesi halinde şekil değiştiren kollektif ve adi komandit şirketlerin ortaklarının anonim şirketteki ortaklık paylarını gösteren hisse senetlerinin nama yazılı olması şarttır.).”
B. KOBİ birleşmelerinde kurumlar vergisi istisnası ve indirimli kurumlar vergisi oranı uygulaması
1. Kurumlar vergisi istisnası
5904 Sayılı Kanunun 7. maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 5. madde uyarınca, Kanun kapsamındaki KOBİ’lerin 31 Aralık 2009 tarihine kadar yapılan birleşmelerinde;
1. Birleşilen kurum tarafından münfesih kurumun birleşme tarihindeki sabit kıymetlerinin rayiç bedelle, diğer kıymetlerinin ise Vergi Usul Kanununun değerleme hükümlerine göre değerlemek suretiyle bir bütün halinde devralınması ve bilançosuna kaydedilmesi,
2. Birleşmeden doğan kazançların tamamının birleşme tarihi itibarıyla birleşilen şirketin sermayesine eklenmesi,
3. Birleşilen kurumun, münfesih kurumun tahakkuk etmiş ve edecek vergi borçlarını ödeyeceğini ve diğer ödevlerini yerine getireceğini; münfesih kurumun, birleşmenin Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği tarihten itibaren otuz gün içinde birleşme nedeniyle vereceği kurumlar vergisi beyannamesine ekli bir taahhütnameyle taahhüt etmesi,
4. Birleşme sonrasında üç yıl süreyle aylık ortalama bazda birleşilen kurum ile münfesih kurum tarafından, 1 Nisan 2009 tarihinden önce verilen son aya ilişkin sigorta bildirgelerine göre istihdam edilenlerin toplamından az olmamak üzere aylık istihdam sağlanması,
şartlarıyla, birleşme işlemlerinden doğan kazançlar kurumlar vergisinden istisna olacaktır.
2. İndirimli kurumlar vergisi uygulaması
31 Aralık 2009 tarihine kadar gerçekleştirilen birleşmelerde, sadece birleşme işlemlerinden doğan kazancın kurumlar vergisinden istisna edilmesi uygulaması söz konusu değildir. Bunun yanında geçici 5. maddenin 2. fıkrası uyarınca, hem birleşme nedeniyle infisah eden, hem de birleşilen kurum için geçerli olan indirimli kurumlar vergisi uygulaması getirilmektedir. Buna göre;
- Birleşme nedeniyle infisah eden kurumun, birleşme tarihinde sona eren hesap döneminde elde ettiği kazançları,
- Birleşilen kurumun birleşme işleminin gerçekleştiği hesap dönemi dahil olmak üzere, üç hesap döneminde elde ettiği kazançlarına,
indirimli kurumlar vergisi uygulanacaktır.
Kanunda, uygulanacak indirimli kurumlar vergisi oranı tespit edilmemiş, bunun yerine belirlenen üst sınır çerçevesinde Bakanlar Kurulu’na indirimli kurumlar vergisi oranı uygulatma yetkisi verilmiştir. Buna göre Bakanlar Kurulu kurumlar vergisi oranını % 75’e kadar indirimli olarak uygulatabilecektir. Bu hüküm uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından kurumlar vergisi oranının % 75 indirimli uygulatılmasına karar verilmesi durumunda, kurumlar vergisi oranı madde kapsamındaki şirketler için [% 20- (% 20 x % 75) =] % 5 olacaktır.
C. KOBİ birleşmesine ilişkin diğer hususlar
1. Tasfiye, devir ve birleşme ile sermaye azaltılmasında uygulama
Birleşilen kurumun; indirimli kurumlar vergisi uygulamasının sona erdiği yılı izleyen üçüncü yılın sonuna kadar, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 18. ve 19. maddelerine göre birleşme, devir, bölünme ve hisse değişimi işlemlerine tabi tutulması, tasfiye edilmesi veya sermaye azaltımında bulunması halinde, birleşmeden dolayı istisna edilen ya da indirimli oran uygulaması nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler, gecikme faizi ile birlikte birleşilen kurumdan tahsil edilecektir. Bu uygulamanın geçerli olduğu 31 Aralık 2009 tarihine kadar KOBİ’lerin kendi aralarında yapacakları birleşmeler bu kapsamda değerlendirilmeyecektir.
2. Geçmiş yıl zararlarının mahsubu
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Zarar mahsubu” başlıklı 9. maddesinin 1. fıkrasında kurumlar vergisi matrahının tespitinde, kurumlar vergisi beyannamesinde her yıla ilişkin tutarlar ayrı ayrı gösterilmek şartıyla maddede belirtilen zararların indirim konusu yapılabileceği hükmü yer almaktadır. Bu fıkranın (a) bendinde ise beş yıldan fazla nakledilmemek şartıyla geçmiş yılların beyannamelerinde yer alan zararların mahsup edilebileceği belirtildikten sonra, devir ve tam bölünme hallerinde zarar mahsubu hakkındaki hükümlere yer verilmiştir. Buna göre kanunun 20. maddesinin 1. fıkrası çerçevesinde devralınan kurumların devir tarihi itibarıyla öz sermaye tutarını geçmeyen zararlarının indirilmesinde aşağıdaki şartların ayrıca aranması gerekmektedir.
- Son beş yıla ilişkin kurumlar vergisi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş olması,
- Devralınan kurumun faaliyetine devir veya bölünmenin meydana geldiği hesap döneminden itibaren en az beş yıl süreyle devam edilmesi.
5904 sayılı kanunun 7. maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 5. maddenin 5. fıkrasında ise bu madde uyarınca gerçekleştirilecek olan birleşmelerde, birleşen kurumların birleşme tarihi itibariyle özsermaye tutarını geçmeyen zararlarının mahsup edilebileceği hükmüne yer verilmiştir. Ancak maddenin devamında, bu mahsubun yapılabilmesi için KVK’nın yukarıda yer verilen 9. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde belirtilen şartların da aranması gerektiği hükmü yer almaktadır.
 
3. Amortisman uygulaması                                            
Münfesih kurumdan devralınan amortismana tabi iktisadi kıymetlerin amortisman uygulaması konusunda geçici 5. maddenin 6. fıkrasında açıklamalar yapılmıştır. Buna göre devralınan amortismana tabi iktisadi kıymetlerin faydalı ömürleri dikkate alınarak, münfesih kurumdaki kayıtlı değerleri üzerinden, kalan süre için amortisman ayrılabilecektir.
4. Devralınan varlıkların satışında istisna uygulaması ve satış zararlarının indirimi
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde, kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançlarının % 75'lik kısmının kurumlar vergisinden istisna olduğu hükmü yer almaktadır. Maddenin devamında ise bu istisnadan yararlanabilmenin diğer koşulları sayılmaktadır.
5904 Sayılı Kanun kapsamında gerçekleştirilen birleşme suretiyle devralınan taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının, indirimli kurumlar vergisi uygulanan hesap dönemlerinde satışı halinde, yukarıda belirtilen istisnadan (KVK 5/1-e) yararlanılamayacağı geçici 5. maddenin 8. fıkrasında hüküm altına alınmıştır.
Bunun yanında birleşilen kurum tarafından devralınan varlıkların, devir bedelinden düşük bir bedelle satılması durumunda oluşan zararlar da, birleşilen kurumun kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılamayacaktır.
5. Birleşme işlemlerinin katma değer vergisi karşısındaki durumu
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17. maddesinin “Diğer istisnalar” başlıklı 4. fıkrasının (c) bendi uyarınca, Gelir Vergisi Kanununun 81. maddesinde belirtilen işlemler ile Kurumlar Vergisi Kanununa göre yapılan devir ve bölünme işlemleri KDV’den istisnadır. Maddenin devamında ise bu kapsamda vergiden istisna edilen işlemler bakımından Katma Değer Vergisi Kanununun 30. maddesinin (a) bendi hükmünün uygulanmayacağı işlem sonunda faaliyetini bırakan, bölünen veya infisah eden  mükelleflerce yüklenilen ve indirilemeyen vergilerin, faaliyete başlayan veya devir ve bölünme sonrasında devredilen veya bölünen kurumların varlıklarını devralan mükellefler tarafından mükerrer indirime yol açmayacak şekilde indirim konusu yapılabileceği hükmüne yer verilmiştir.
5904 sayılı kanun kapsamında gerçekleştirilen birleşmeler de Katma Değer Vergisi Kanunu bakımından, Gelir Vergisi Kanununun 81. maddesinde belirtilen işlemler ile bu Kanuna göre yapılan devir ve bölünme işlemleri gibi değerlendirilecektir.
6. Sadece teşviklerden yararlanmak için ilişkili kişilerle yapılan işlemler
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13. maddesinde, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımına ilişkin hüküm yer almaktadır. Bu maddenin 2. fıkrasında “ilişkili kişi” kavramı; “kurumların kendi ortakları, kurumların veya ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi veya kurum ile idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu ya da nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi veya kurumları ifade eder. Ortakların eşleri, ortakların veya eşlerinin üstsoy ve altsoyu ile üçüncü derece dahil yansoy hısımları ve kayın hısımları da ilişkili kişi sayılır. Kazancın elde edildiği ülke vergi sisteminin, Türk vergi sisteminin yarattığı vergilendirme kapasitesi ile aynı düzeyde bir vergilendirme imkanı sağlayıp sağlamadığı ve bilgi değişimi hususunun göz önünde bulundurulması suretiyle Bakanlar Kurulunca ilan edilen ülkelerde veya bölgelerde bulunan kişilerle yapılmış tüm işlemler, ilişkili kişilerle yapılmış sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır.
5904 Sayılı Kanunun geçici 2. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde, geçici 5. maddede düzenlenen KOBİ birleşmesi uygulamasına ilişkin olarak, birleşen veya birleşilen şirketlere, yukarıdaki tanım kapsamında ilişkili kişi sayılanlar tarafından istihdamın veya faaliyetin kaydırılması gibi sadece teşviklerden yararlanmak amacıyla yapılan işlemlerin bulunması halinde, anılan maddedeki teşviklerden yararlanılamayacağı hükmü konulmuştur.
Açıklamalar ile ilgili bölüm vergidegundem.com dan alınmıştır.

  Editör :  FCC DENETİM VE YÖNETİM DANIŞMANLIĞI

8346 Kişi Tarafından Okundu.

Yazdır Yorum Ekle Tavsiye
 

  Yorum ( 0 )   

Kayıtlı Yorum Bulunmuyor.

 

 Bu Kateoriye Ait Diğer Başlıklar

 

KATEGORİLER

GÜNDEM
PRATIK BILGILER
SIRKÜLER
YAZILAR

SEMINERLER
ENDEKSLER
MALI TAKVIM
FORMLAR
HESAPLAMALAR
FIRMAYA ÖZEL

 
 
 Önemli Linkler

RESMI GAZETE
GELIR IDARESI BASK.
SGK
SGK ISE GIRIS-ÇIKIŞ

DIJITAL VERGI DAIRESI
E-BILDIRGE
DEFTER BEYAN SISTEMI
E-MEVZUAT
DIGER LINKLER

 
 
 Hava Durumu



 
 
 
 

 



 
 

   © Copyright - 2008- MALİGÜNDEM - Tüm Hakları Saklıdır.